Kadınlar ve İklim Değişikliği: Görünmeyen Yüzler

İklim krizi, yalnızca çevresel değil aynı zamanda sosyal bir krizdir. Bu krizden en çok etkilenen grupların başında kadınlar gelir. Kadınların iklim değişikliğinden orantısız şekilde etkilenmesi, toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri ile doğrudan ilişkilidir. Ancak kadınlar yalnızca mağdur değil, aynı zamanda iklim çözümünün taşıyıcı gücüdür.

1. Kadınlar Neden Daha Çok Etkileniyor?

Toplumsal Cinsiyet Rolleri

-Kadınlar, birçok toplumda ev içi ve bakım emeğinin başlıca yüklenicisidir. Birçok toplumda kadınlar:
-Ev işleri,
-Su ve yemek temini,
-Çocuk ve yaşlı bakımı gibi işlerden sorumludur.
-İklim değişikliği yüzünden su kaynakları azaldığında ya da gıda fiyatları arttığında, bu durumdan ilk etkilenen kişiler yine kadınlar olur.

Ekonomik Kırılganlık ve Karar Mekanizmalarına Erişim Sorunu

Kadınlar dünya genelinde daha düşük gelire sahiptir ve toprak, kredi, teknoloji gibi kaynaklara erişimleri sınırlıdır. Ayrıca, karar veren yerlerde (örneğin yerel yönetimlerde, iklim politikalarında) kadınların sayısı hâlâ çok azdır.

Eğitim ve Sağlığa Erişimde Engeller

Afet dönemlerinde kadınların temel sağlık ve güvenlik ihtiyaçları görmezden gelinir. Kadınların bilgiye ve hizmete erişimi sınırlıdır, bu da dirençlerini zayıflatır.

Kadınlar Neden Daha Çok Etkileniyor? (Ve Erkekler Nasıl Farklı Etkileniyor?)

Kadınların Karşılaştığı Özel Riskler:

1. Bakım emeği kadınların omuzlarında: su, yakacak, çocuk bakımı gibi roller iklim değişikliğinden doğrudan etkilenir.
2. Afet ve kriz anlarında kırılganlık: kadınlar genellikle evde kaldığı için erken uyarı sistemlerine ve bilgiye erişimi azalır.
3. Kaynaklara erişimde eşitsizlik: arazi, kredi, teknoloji gibi hayati araçlara erişimleri kısıtlıdır.
4.Göç ve afetlerde cinsel şiddet riski artar.
5.Karar alma süreçlerinden dışlanma: yerel ve küresel iklim politikalarından kadın temsil oranı düşüktür

Erkeklerin Karşılaştığı Farklı Etkiler:

1. Tarım, inşaat, madencilik gibi sektörlerde çalışan erkekler, aşırı sıcaklık ve sel gibi olaylara fiziksel olarak daha çok maruz kalabilir.
2. Toplumsal beklentiler erkekleri “ekonomik sağlayıcı” rolüne sıkıştırır. Krizlerde iş kaybı, yetersizlik duygusu, psikolojik stres ve intihar oranları artar.
3. Göç kararlarında ön safta yer alırlar: birçok erkek, aile geçimini sağlamak için zorunlu göç yollarına yönelir ve sömürüye açık hale gelir.
4. Destek sistemlerinden uzak kalabilirler: psikososyal yardım alma konusunda erkekler çoğu zaman daha az başvuruda bulunur.

Sonuç:

Toplumsal cinsiyet rolleri kadınları daha fazla kırılgan hale getirirken, erkekleri de yüksek riskli alanlarda savunmasız bırakabiliyor. İklim politikaları, yalnızca kadınları desteklemekle değil, toplumsal rollerin değişimini de hedeflemeli. İklim adaleti, tüm cinsiyetlerin adaletli şekilde güçlendirilmesiyle mümkündür.

2. İklim Göçlerinde Kadınların Yaşadığı Zorluklar

Kadınlar, iklim değişikliğine bağlı göçlerde özel risklerle karşı karşıyadır:

  • Cinsel şiddet ve sömürü riski

  • Hijyen, barınma ve temel ihtiyaçların karşılanamaması

  • Kimlik ve vatandaşlık kaybı riski

  • Kadın göçmenlerin sosyal koruma eksikliği

  • Özellikle çatışma bölgeleri ve afet alanlarında kadınların göç deneyimleri erkeklerden farklı ve daha kırılgandır.

Ahmed, M.N.Q. et al. (2024). Climate change and migration in South Asia. PDF Stephenson, J. et al. (2013). Population and climate. The Lancet. PDF

3. Kadın Liderliğinde Çözüm: İlham Veren Uygulamalar

Hindistan: SEWA (Kadınlar Kooperatifi)

İklim değişikliğine dirençli tohum, su hasadı ve organik tarım uygulayan kadın çiftçiler, kırsal ekonomide dönüşüm yaratıyor.
Afrika: Kadın Su Kooperatifleri (Kenya - Maji ni Uhai)

Kadın liderliğindeki topluluklar, temiz suya erişim projeleriyle binlerce insanın hayatını doğrudan etkiliyor.
Nepal: Kadınların afet planlama komiteleri Dağ köylerinde afet sonrası yeniden inşa süreçlerinde kadınlar aktif rol alıyor.

Dev, D.S. & Manalo, J. (2023). Gender and adaptation capacity. PDF Vincent, K. (2022). Gender in agricultural livelihoods. PDF